Adıgüzel, İsrail'in Türkiye'yi hedef alacak gücü olmadığını ve bunun stratejik olarak da yanlış olduğunu belirtti.
Adıgüzel, Türkiye'ye yönelik operasyonların zaten geçmişte yapıldığını ifade ederek, 2017 yılında gerçekleştirilen referandumla birlikte Türkiye’nin tek adam rejimine geçtiğini ve bu durumun Erdoğan'ı Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş Başkanı haline getirdiğini vurguladı. Bu gelişmelerin Türkiye'yi, Ortadoğu'daki denklemler içinde İsrail'in karşısında bir engel olmaktan çıkardığını belirtti.
Ayrıca Erdoğan'ın Suriye'nin iç işlerine müdahale ederek Batı'nın operasyonlarına taşeronluk yaptığını ve bu durumun Suriye'nin üç temeline sebep olduğunu ifade etti. Adıgüzel, Türkiye'nin İsrail'e lojistik desteğinin geçmişte açıkça görüldüğünü, ancak şimdi üçüncü ülkeler üzerinden örtülü ticaretin devam ettiğini belirtti.
Adıgüzel, Erdoğan'ın bu söyleminin iç siyasete yönelik bir algı operasyonunu ve düzeydeki gündemleri değiştirme amacıyla yapıldığını savundu. Ayrıca muhalefetin sorularına yönelik olarak, erken seçim olabilir, ancak iç siyasette yapay birlik sağlayan zemine gidilebileceğine dair endişelerini dile getirdi.
Sonuç olarak Adıgüzel, Erdoğan'ın bu açıklamalarının Meclis'teki kapalı oturumlarda konuşulanlardan farklı olduğunu ve bu durumu bir tiyatro olarak nitelendirdi.
