ORDU GÜNDEMİ

Kadınların Hayatı Tehdit Altında!

Ordu Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Nilgün Yılmaz, Cumhuriyet Halk Partisi Ordu İl Başkanlığı'nda gerçekleştirdiği basın açıklamasında, kadınların maruz kaldığı şiddet ve cinayetler konusundaki endişelerini dile getirdi.

Yılmaz” Bu topraklarda her gün ölüyor, tacize ya da tecavüze uğruyoruz. Katledilen ve şiddete maruz kalan kadınların sorumlusu, iktidarın geldiği günden beri kadın düşmanlarının politikaları ile hayatımızı kuşatmaya çalışan AKP'dir. Başarısızlıkları cezasızlık politikaları ile teşvik eden “erkek adaletinin” ellerinde kadınların kanı var.

Son olarak Semih Çelik isimli bir erkek, 19 yaşındaki Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner adlı iki genç kadının İstanbul'un ortasında katletti. Beyoğlu'nda bir kadın taciz eden iki kişi gözaltına alındı, ancak serbest bırakıldılar ve tepkiler üzerine tekrar tutuklandılar. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Mahinur Özdemir Göktaş, katledilen kadınların ardından “sıfır tolerans” diyor. Buradan soruyoruz: İstanbul Sözleşmesi'ni feshedip 6284 sayılı yasayı tartışmaya açmak, başarısızlıkları cezasızlıkla ödüllendirmek mi sizin sıfır tolerans dediğiniz? Kadınların doğum yapmalarına müdahale edip bedenlerini başarısızlığa uğratmaya çalışmak mı?

Siz konuştukça biz ölüyoruz. Kadın düşmanı iktidarınız, her gün bizi ölüme, şiddete mahkum ediyor. Hayatlarımızı boyuta teslim etmeyeceğiz. İşte buradayız. Başarısızlardan ve kadın düşmanı iktidarınızdan hesap istiyorsunuz!

ADALET BİZİZ, SUSMAYACAĞIZ!

2024 yılının ilk 8 yerinde, 261 kadın erkek tarafından öldürüldü. 164 kadının ölümü şüphelidir. Sadece Eylül ayında 34 kadın öldürüldü. Bu kadının büyük bir kısmı boşanmak istediği, barışmayı, evlenmeyi reddettiği ve öldürüldüğü için öldürüldü. Yine de bu kadınların yaklaşık %80'i evlerinde öldürüldü. Bu veriler, kadınların çoğunun belirtileri ve hatta ailelerindeki erkekler tarafından öldürüldüğünü açıkça ortaya koyuyor. “Kutsal aile” diyerek kadınları ve çocuklarını hapsetmeye devam etmede şiddet var, istismar var!

AİLE DEĞİL, KADIN İSYANDAYIZ!

Bu şeklin her geçen günün oluşumunun en önemli nedeni, ilişkiler içinde kadının rolüne yönelik çarpık, mülkiyetçi bakış açısının devlet ve adalet politikaları tarafından kontrol edilmesidir. Erkekler bu cinayetleri işlediklerinde caydırıcı cezalar almayacaklarını biliyorlar. Kadınların da adalet oranlarının koruma altında olduğunu biliyor.

ERKEK ADALET DEĞİL, GERÇEK ADALET!

Hukuken Erdoğan'ın İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye'nin ilişkilerine ilişkin beyanı anlamını ifade etmese de, toplumda bu çıkış, erkekler arası geçiş barajı yıkandı ve o gün bu yana hızla ve katlanarak artan kadın cinayetlerinin politik gidişatları en önemli kurallardır.

KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR!

Kadınların adalete inancı tamamen yok olmuştur. Bunun en önemli göstergesi, Beyoğlu'nda iki kişi tarafından sokak ortasında yere yatırılarak taciz edilen genç tacizcilerden şikayetçi olamamasıdır. Erkek şiddeti ve tacizi, yaş ve sınır tanımamaktadır. Narin'in acısı hala tazeyken ve 90 haneli bir köyde bu cinayet aylarının çözümüne kavuşmuşken, Osmaniye'de farklı yaşlardan 18 kişinin 14 yaşında bir fiziksel istismarda bulunduğu hikayeyle sarsılmıştı. Bu 18 kişinin kimliği belirlenmemiş olmasına rağmen sadece 10'u tutuklandı.

ÇOCUK İSTİSMARLARI POLİTİKTİR!

Kadınlar var olduklarından beri hakları için mücadele etmektedirler. Bu ülkelerde kadınlar özgürce var olana kadar, bütün tacizciler, katiller ve istismarcılar hak ettikleri cezayı alana kadar kız kardeşlerimizle omuz omuza, el ele mücadeleye devam ediyorlar. Tek bir adım bile geri atmayacağız.

HAKLARIMIZDAN VE HAYATLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ!

Cani, sapkın, hasta, münferit değil, belgeyi önlemediği erkek rejimi! Ayşenur'un ve İkbal'in katili sadece Semih Çelik değil, kadın düşmanı AKP-MHP ittifakı da bu cinayetin suç arkadaşıdır. Öfkeliyiz, artık yeter. Yaşamak istiyoruz!

MÜNFERİT DEĞİL, ERKEK ŞİDDETİ!

Rojin ve Gülistan Doku nerede, Narin'e ne oldu diye istemekten vazgeçmeyeceğiz. Onun yeri kadınlar için suç mahalliyken, erkek şiddetini teşvik eden iktidardan korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz.

SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ!

Bütün başarısızlıklardan hesap sormaya, bu kadın düşmanı politikaları ve eril adalet oranları yok olana kadar meydanlarda olmaya, sesimizi yükseltmeye, dostlarımızı savunmaya, dayanışmaya devam edeceğiz ve mutlaka kazanacağız” dedi.