Halk arasında bazı kelimeler ve cümleler vardır ki nereden nasıl geldiği bilinmez. Her ne kadar dilcilerin “ağız” diye ifade ettiği kelimeler ilden ile değişse de bazı harf ve söyleyiş benzerlikleri bulunur.
Ağız diye ifade edilen şey genelde kelimelerdir. Mesela mantara Ünye’de “tirmit” denilse de Perşembe’de “kirmit” deniliyor.
Şimdi tutup da falan yerde de “tirmit” filan yerde de “kirmit” deniyor demeyiniz. Demem o ki aslı aynı olan bazı şeylerin farklı coğrafyalarda farlı telaffuzları olabilir.
Biz gelelim başlıkta bulunan söyleniş tarzına. Çoğumuz tam yemek yenirken yanımıza gelen kişilere genelde “kaynanan seni çok seviyor” denildiğini duymuşuzdur. Genelde bölgemizde kullanılan bir ifadedir. Tesadüfen sofraya rastlayan kişi için söylenir.
Perşembe’nin bazı köylerinde ki Fatsa ve Ünye’de de olabilir “Tırnağına bakmak” diye bir tabir vardır. Bu tabir tam sofra kurulmuşken gelen kişiler için söylenir. Yukarıda bahsettiğim yemek yenirken rastlamaktan çok, tam yemeğe başlanırken gelen kişiler için söylenir.
Bu durumun tırnak veya tırnağa baklam ile ne alakası var bilmiyorum. Ancak yemek yerken gelen kişiye “Kaynanan seni çok seviyor” derken; tam yemeğe başlarken gelen kişiye de “Tırnağına mı baktın” denir. İkisi arasında olan tek fark biri tesadüfen rastlamıştır, biri tam zamanında.
Bazen de yemek yeme işi bitmiş olduğu halde sofraya rastlayan kişiler vardır ki onlara da “Kaynanan seni sevmezmiş” denir.
Biri tam vaktinde yani biliyormuş gibi rastlamışsa, diğeri tesadüfen bir rast gelmedir ki bazen vaktini de kaçırabilir.
Bu birbirine benzer iki tabir, söylendiği yerdeki insanlar tarafından ayırt edilebilir. Yani neyin ne demek istediği aşikârdır.
Hiç sofraya rastladınız mı? Size ne dediler?
“Kaynanan seni seviyor mu” dediler, “Tırnağına mı baktın” dediler.
Ona göre karar vereceğiz de…
Zeki Ordu